Sayın Ortak,
Halen görevde olan kooperatifimiz yönetimi 2008 yılından beri hemen hemen aynı çekirdek kadroyla görevi sürdürmektedir. Bu süre içinde “etap kooperatifçiliği” mantığında birçok proje gerçekleştirmiş, inşaatlar tamamlamıştır. Aynı zamanda bu yönetim, hepimizin bildiği gibi “sona kalan ortaklar en karlı çıkacak, hatta para bile ödemeden ev sahibi olacak” beyanları olmuştur. Ancak gelin görün ki sona yaklaştığımız bu noktada yönetimin geçmişteki vaatleri hakkındaki suskunluğunu üzülerek izliyoruz.
İnşaat sektöründeki fiyat dalgalanmalarını yönetemediklerini söylemekteler. Oysa sektörün başarı kriteri, fiyatlar artınca inşaatların hızını düşürüp maliyetleri dengelemeyi becerebilmektedir. Bizim yönetim ise tam bir hüsran. Sadece kaba inşaat için “%50'ye varan artış gerekiyor” sözlerinden bunu anlıyoruz. Çevre ve Şehircilik bakanlığının 04/05/2017 tarihinde yayınladığı yapı yaklaşık birim maliyetler tebliğinde görüleceği üzere bu sene için ortalama reel maliyet artışı geçen yıla oranla %8 dir. Yönetim ise bunu bize %45-%50 olarak yansıtmaya çalışıyor. Yönetimin 45 milyon TL. tutarındaki şerefiye parası istemesinin başka açıklaması yok.
Tam bu noktada insanın aklına ICK’dan alınan 50 milyon tutarındaki çek geliyor. Hakkımız olan bu finans kaynağını neden kullanamıyoruz veya kullanmıyoruz?
Burada asıl konu bunun yöntemini/yöntemlerini saptamak. Sadece ICK ile yapılan sözleşmelerin çözümlenmesi halinde inşaatlarımızın “kaba inşaat” maliyetinin tamamının karşılanması olası. Oysa yönetimimiz, aczden midir nedir bilemiyoruz, ortakların cebine göz dikiyor. Şerefiye operasyonu da bunun en açık ifadesi.
Şerefiye itirazlarının görüşülmesi için kooperatif merkezine gittiğimizde, yönetimin muhasip üyesinin ağzından çok acı bir söz duyduk “Ne kadar para öderseniz, o kadar inşaat yaparız”. Bunca seneden ve onca vaatden sonra, söyledikleri bu talihsiz ifadeyle çaresiz kalmış görünüyorlar. Oysa 30/06/2013 tarihinde yapılan seçimli Genel Kurulda ICK avukatı Arif Doğu’yu kürsüye çıkartıp, “her şeyi çözdük. 564-664 üzerinde inşaat yapacağız, işte bu da sözleşmesi. Her şey çok güzel olacak” dememişler miydi? Olmayınca 26/06/2016 tarihinde yapılan seçimli Genel Kurula gelip “EVREKA, Bayburt İnşaatla anlaştık. İşte bu da sözleşmesi. Mahkeme sürecini de çözecek, inşaatları da yapacak.” dememişler miydi? 24/06/2012 tarihinde yapılan Genel Kurulda “şimdi 25.000.-TL. verin, bunu ICK’nın avukatına verelim, bizim adımıza her türlü masrafı karşılasın, 564-664’ü alsın. Ortaklardan başka da para almadan ev sahibi yapalım” dememişler miydi? Mealen durum aynen buydu. Bütün bunlar, bu yönetimin tasarruflarıydı.
YAZIK. Geldiğimiz nokta “NE KADAR PARA, O KADAR İNŞAAT”
Bazı ortaklarımız hissesini satmaya çalışıyor. Potansiyel alıcılar kooperatif merkezine gidip bilgi almak istiyor. Ancak onlara da tatminkar cevaplar sunamıyorlar. 564-664’den asla bahsetmiyorlar. Sanki YOKMUŞ gibi. Bu durum potansiyel alıcıları kaçıyor.
YÖNETİM BU TAVRIYLA HİSSELERİMİZİN DERĞERİNİ DÜŞÜRÜYOR.
OYSA ÇARE AÇIK.
ICK’nın başarısızlığı ortadadır. Sözleşmeleri gereği yerine getirmeleri gereken mali sorumlulukları da açık. Bunun tahsili yoluna gidilmelidir.
564-664’ün hukuki süreçleri tamamlandı. Sözleşmelerde ortada. Bunun da peşine düşülmelidir.
Daha neyi düşünüyorlar?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder